Dolmabahçe  Sarayı dış görünüşündeki zarafet ve Boğaziçi'nin kazandırdığı ihtişam  dışında çağdaşı Avrupa sarayları ile mukayese edilemeyecek bir hacim ve  tevazudadır. Bu saraydaki hayat da adeta Topkapı Sarayı'nın  ananesini muhafaza etmiştir. Yani sıkışık bir düzen, disiplinli bir  hayat hakimdir. Bilhassa  Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz zamanlarındaki israf gürültüleri  Sultan Abdülhamid devrinde adamakıllı tutumlu bir saray hayatına  dönüşmüştür.
Çırağan  Sarayı geçirdiği yangından sonra harabeye döndü ama daha beteri, hizmet  verdiği I.Meclis-i Mebusan'ın faaliyeti ile ilgili bütün arşivi de kül  oldu. Çırağan Sarayı meşum bir saraydır. İçindeki Feriye  Karakolu bugün restoran olarak kullanılıyor. İntihar mı cinayet mi?  Tartışmaları hala sürüyor.
Sultan Abdülmecid saltanatının yarısını muhtelif yerlerde yaşayarak geçirdi. Dolmabahçe  Sarayı dışında, Ihlamur Kasrı gibi bir av köşkü, Haliç'i ve Marmara'yı  seyretmek için Çarşamba'da Sultan Selim Camii yanındaki küçük köşk ve  Topkapı Sarayı içindeki küçük Mecidiye Kasrı onun devrinde yapıldı. İstanbul'u seyretmeyi severdi. Bunlar bir imparatorluk için israf değildir. Almanya'daki küçük dükalıklarda bile daha fazlası yapılırdı.



0 yorum:
Yorum Gönder