Site İstanbulun İncisi Çırağan Sarayı Hakkında genel bilgiler içermektedir, Siteyi Hazırlayan Bolvadin Meslek Yüksek Okulu Öğrencilerinden Jale GÜLERYÜZ'dür, tük hakları saklıdır, izinsiz kopyalanması yasak ve telif hakkı saklıdır

11 Mart 2011 Cuma

Çırağan Sarayı Tarihçesi


Tarihin kapılarını araladığımızda, bugün çok azı ayakta kalabilmiş olan, efsane öyküleri ile karşılaşırız.
Bu efsanelerden, Osmanlı İmparatorluğu’nun muhteşem mirası Çırağan Sarayı gibi, hala ayakta kalabilmeyi başaranlar ’yaşayan efsane’ diye adlandırılmaktadır.

XVII. Yüzyıl’da Kazancıoğlu Bahçeleri
Çırağan’ın bugün Beşiktaş ve Ortaköy arasında bulunan yeri 17. yüzyılda Kazancıoğlu Bahçeleri diye bilinirdi.

III. Ahmet – Lale Devri (1718 - 1730)
Beşiktaş kıyılarını süsleyen denize nazır saraylar ve bahçeler ’Lale Devri’ diye bilinen ’Çiçek ve Müzik Aşkı’ döneminin en önemli simgelerinden sayılmıştır. Bu dönem, bir eğlence olduğu kadar bir kültür parlaklığı devriydi. Dönemin hükümdarı olan III. Ahmet buradaki mülkünü gözde Vezir-i Azam’ı İbrahim Paşa’ya hediye etmiş ve ilk yalıyı İbrahim Paşa yaptırmıştır.

İbrahim Paşa (1719)
İlk yalı 1719’da Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından eşi Fatma Sultan (III. Ahmet’in kızı) için inşa ettirilmiştir. Kendisi burada Çırağan Şenlikleri denilen meş’ale şenliklerini düzenletmiştir. İşte bu olaylar dolayısıyla bu alan Farsça’da ışık anlamına gelen ’Çırağan’ ismiyle anılmaya başlanmıştır.

Sultan II. Mahmut (1834)
Sultan II. Mahmut 1834’te bu alanı yeniden yapılandırma kararı alır. Önce mevcut olan yalıyı yıktırır. Yapının etrafında bulunan okul ve camiyi ortadan kaldırılır ve mevlevihane yakında bulunan bir yalıya nakledilir. Yeni saray için büyük ölçüde ahşap kullanılır gibi görünmesine rağmen esas bölümün temelinin yapımında tamamen taş kullanılmıştır. 40 adet sütun dikilerek klasik bir görünüm verilmiştir.

Sultan Abdülmecid (1857)
Sultan Abdülaziz’in kardeşi olanSultan Abdülmecid 1857’de Sultan II. Mahmut’un yaptırdığı ilk sarayı yıktırmış, batı mimarisi tarzında bir saray yaptırmayı planlamış ancak 1861’te vefat ettiğinden ve parasal sıkıntılar yüzünden Saray yapımı yarım kalmıştır.

Sultan Abdülaziz (1871)
Sultan Abdülaziz, yeni sarayın inşaatını 1871’de tamamlatmış ancak stil olarak batı değil, doğu mimarisi seçilmiş ve Kuzey Afrika İslam Mimarisi uygulanmıştır. Sarayın müteahhitliğini Sarkis Balyan ve ortağı Narsisyan Kirkor yapmıştır. Eski Çırağan Sarayı’nın tahta binası yıkırılarak yerine yenisinin taştan temelleri konmuş. Sarayın paha biçilmez işlemeli kapılarından bin altın değerinde olan her biri Vortik Kemhacıyan’ın elinden çıkmış. Sultan II. Abdülhamit bu kapılardan bir tanesini onları çok beğenen dostu Almanya İmparatoru Kayzer Wilhelm II’ye armağan etmiş. Wilhelm bu kapıyı Berlin Müzesi’ne yerleştirmiş. Dünyanın her yanından nadide mermer, porfir, sedef gibi maddeler getirtilerek sarayın yapımı için kullanılmış. Yalnız sahil inşaasında 400.000 Osmanlı lirası harcanmış. Yapımına 1863’te başlanan Çırağan Sarayı 1871 de bitirilirken 2.5 milyon altın harcanmış. Son kez 1876 yılının Mart ayında buraya gelerek bir süre dinlenen Sultan Abdülaziz halk arasında mevlevihanenin yıktırılarak saray arsasına katılmasını uğursuzluk getireceği gibi dedikodular çıkması üzerine Çırağan Sarayı’nı terk ederek Dolmabahçe Sarayı’na yerleşmiştir.

Sultan V. Murat (1876’dan 1904’e Kadar)
Sultan Abdülaziz’in yeğeni olan Sultan V. Murat 30 Mayıs 1876’da padişah olmuş, 31 Ağustos 1876’da tahttan akli dengesini yitirdiği için indirilmiş ve bugün Beşiktaş Lisesi olarak kullanılan Harem binasına nakledilmiştir. 29 Ağustos 1904 tarihinde de bu ikametgahında vefat etmiştir. Kendisi bir sanatsever ve müzik tutkunuydu.

Parlamento Binası (1909) ve Yangın (1910)
14 Kasım 1909’da Çırağan Sarayı Parlamento Binası olarak kullanılmaya başlanılmıştır.
Bu dönemde sarayda II. Abdülhamid’in büyük sanat koleksiyonundan Rembrant ve Ayvazovsky’nin eserlerine yer verilmiştir. 20 Ocak 1910 yılında Milli Meclis Salonu’nun üst bölümünde  ve çatı katındaki kalorifer bacasından çıkan bir yangınla saray 5 saat içerisinde yanmıştır. Çok değerli antikalar, II. Abdülhamid’in özel koleksiyonu ve V. Murat’ın kütüphanesi yanarak kül olmuştur.

Saray Belediye’ye Bırakılıyor (1946)
1946 yılında Saray’ın bodrum katında bulunan mevlevi dervişlerine ait mezarlar, bir istihkam yüzbaşısının altın aramak için yaptığı kazılarda tahrip edilmiş aynı yıl içerisinde Saray çıkarılan bir kanunla İstanbul Belediyesi’ne bırakılmıştır.

Çırağan Sarayı Bahçesi Futbol Sahası (1968)
1930’da Saray’ın bahçesi, Beşiktaş Futbol Kulübü tarafından ulu ağaçları kesilerek futbol sahası haline getirilmiş daha sonradan da Prof. Bonatz ve ünlü Türk Mimarı Prof. Sedat Hakkı Eldem tarafından burada turistik bir otel yapılmak üzere tetkiklerde bulunulmuştur.

Yangından Sonraki İlk Restorasyon (1987)
1987 yılında otel olarak kullanılmak amacıyla Japon Kumagai Gumi ve Türk Yüksel İnşaat tarafından restorasyona başlanmış 1990 yılında otel 1992 yılında ise Saray hizmete açılmıştır.

Restorasyon Sonrasında Sarayın Açılışı (1992)
Uzun süren tasarım ve inşaat çalışmaları sonrasında Çırağan Sarayı Oteli 1990 yılında  açıldı. Tarihi Saray ise kapılarını 1992 yılında açtı. Bu büyük sarayın görkemli açılışı şanına ve eski görkemine yaraşır bir şekilde oldu. Saray’da bundan sonra yapılan rönovasyon ise 20 Nisan 2006’da bitirildi ve Saray süitleri tamamen yenilendi.

Çırağan Sarayı Rönovasyonu (2007)
Saray’da bulunan toplantı salonları ve açık alanlar rönovasyona tabii tutulmuş, saray aslına en yakın bir şekilde eski orijinal renklerine kavuşturulmuştur. Ayrıca teknik olarak da en son donanımlara kavuşturulmuş olan toplantı odalarının yanısıra Klasik Türk ve Osmanlı Mutfağı’nın incisi olan Tuğra Restaurant da tamamen yenilenmiştir.

1 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More